Çiğdem ALTUNDAŞ
– Gıda Mühendisi /Araştırmacı /Yazar
Dioksinler,
çevresel kirleticiler arasında önemli bir yere sahiptir. İlk kez 1827'de
Almanya'da soda üretimi sırasında ortaya çıkan bu toksik maddeler, günümüzde endüstriyel
faaliyetler ve çeşitli doğal olaylar sonucunda çevreye salınmaktadır. Bu
yazıda, dioksinlerin tarih boyunca sebep olduğu önemli vakaları inceleyerek,
sağlık risklerini ve bu konuda alınması gereken önlemleri değerlendireceğiz.
Dioksin Nedir?
Dioksinler,
yüksek toksisiteye sahip organik klorlu maddelerdir ve poliklor
dibenzo-p-dioksin (PCDD) ile poliklor dibenzofuran (PCDF) içerir. Bu kapsamda,
75 PCDD ve 135 PCDF bileşiği dioksinler olarak adlandırılır. TCDD, bu
bileşikler arasında en toksik olanıdır. Dünya Sağlık Örgütü, mono-orto PCB,
di-orto PCB ve non-orto PCB'leri dioksinle ilişkilendirilen bileşikler olarak
kabul eder.
Dioksinle
ilişkilendirilen 419 bileşik tespit edilmiştir, ancak bunlardan sadece 30'u
önemli toksisiteye sahiptir. Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği, toplam
dioksinin ürün çeşidine bağlı olarak 1-4,5 pg/g yağ arasında maksimum limit
belirler. Amerika Çevre Koruma Ajansı (USEPA), içme suyundaki günlük tolere
edilebilir maksimum TCDD miktarını 10 pg TEQ (Toplam Dioksin Toksik Eş değeri)
olarak saptar. Dioksin için günlük tolere edilebilir alım miktarı, Dünya Sağlık
Örgütü tarafından kilogram başına 10 pg olarak belirlenirken, bu değer
Japonya'da 100 pg, Almanya'da 1 pg, Hollanda ve Kanada'da 10 pg olarak
sırasıyla belirlenmiştir. Amerika'da Kaliforniya'da 0,0067 pg, Newyork'ta 1
pg'dir. EPA ve FDA ise alım limitini sırasıyla 0.01 ve 0.057 pg olarak açıklar
(Anon, 1997).
Dioksin
Bileşenleri Nasıl Oluşur?
Dioksinler ve
furanlar özel olarak üretilmezler. Bu maddeler, endüstriyel faaliyetlerin bir
yan ürünü olarak ortaya çıkarlar. Organik bileşiklerin yüksek sıcaklığa maruz
kaldığı durumlarda, özellikle de klor varlığında, dioksinler ve furanlar
oluşur. Bu bileşen grubu, birden çok klor bağlı dioksinler, furanlar ve
bifenilleri içerir.
Gıda ve yemlerde
yasal mevzuatlar tarafından belirlenmiş sınırlara tabi tutulan 7 dioksin, 10
furan ve 18 klorlu bifenil (PCB) bileşiği bulunmaktadır. PCB'ler özellikle 1970
yılına kadar özel olarak üretilmiş ve birçok endüstri dalında kullanılmıştır.
Ancak, 1970 yılında yasaklanmalarına rağmen, hala sistemlerde ve birçok
çevresel ortamda bulunabilmektedirler.
Dioksinler
genellikle süt ürünlerinde, etlerde, balıklarda, kabuklu deniz ürünlerinde ve
hatta anne sütünde bulunabilirler. Bu maddeler, özellikle süt aracılığıyla
anneden bebeğe geçebilme özelliğine sahiptir.
Dioksin
Kirliliğinin Geçmişi
1. Seveso
Felaketi (1976 - İtalya)
Olay: Seveso
kentindeki bir kimya fabrikasında meydana gelen kazada büyük miktarda dioksin
salınımı.
Etkiler: Zehirli
kimyasalların havaya salınması, 15 kilometrekarelik bir alanı kirletti.
Hayvanlarda toksik etkiler ve teratojenik sonuçlar gözlendi.
2. Belçika
Dioksin Krizi (1999)
Olay: Belçika'da
kanatlı hayvanlarda ve yumurtalarda yüksek miktarda dioksin tespiti.
Etkiler:
Dioksinle kirlenmiş hayvan bazlı gıdaların uluslararası geri çağrılması,
tonlarca domuz etinin imhasına neden oldu.
3. Vietnam
Savaşı ve Agent Orange (1960'lar - 1970'ler)
Olay: Agent
Orange adlı herbisit içinde kullanılan TCDD'nin, Vietnam Savaşı'nda ABD ordusu
tarafından kullanılması.
Etkiler: Dioksin
maruziyeti, yerli halk üzerinde kas ve kemik bozuklukları, doğumsal anomaliler
ve çeşitli kanser türleriyle ilişkilendirildi.
4. İrlanda
Domuz Krizi (2008)
Olay: İrlanda'da
domuz örneklerinde güvenli kabul edilen sınırın 200 katına kadar dioksin
tespiti.
Etkiler:
Uluslararası geri çağrılar, tonlarca domuz eti ve ürününün imha edilmesine yol
açtı.
5. Almanya
Yumurta Krizi (2011)
Olay: Almanya'da
tavuk yemlerinde dioksin tespitiyle ortaya çıkan kriz.
Etkiler:
Binlerce tavuk imha edildi, tavukçuluk işletmelerinin satışları yasaklandı.
Dioksinlerin
İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Dioksinlerin
toksik etkisi, yapılan çalışmalar sonucunda ortaya konmuştur. Ayrıca, bu
maddelerin önemli düzeyde kanserojen etkilere sahip olduğu tespit edilmiştir.
Dioksinler üreme sorunlarına neden olur ve bağışıklık sistemine zarar
verebilirler.
Dioksinlerin
sindirim sisteminden emildikten sonra vücuda dağılımı öncelikle lenf sistemi
aracılığıyla gerçekleşir (IARC 1997; USEPA 2003). Emilen bileşikler daha sonra
kana geçerek bütün organlara yayılır.
Dioksin,
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından "bilinen bir insan karsinojeni" (grup 1 karsinojen)
olarak sınıflandırılmıştır. En toksik dioksin olan TCDD'nin vücuttaki varlığı
genetiği etkilemez, ancak belirli bir maruziyet sonrasında kanser riskini
artırabilir.
İnsan
maruziyetinin %90'ından fazlası, dioksinlerin hayvansal dokuda birikmesi
nedeniyle genellikle et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, balık ve kabuklu
deniz ürünleri, yağlar, yağ içeriği yüksek gıdalar ve yumurta gibi
yiyeceklerden kaynaklanır. Yapılan çalışmalar, tavuklarda dioksin birikiminin
diğer hayvanlara göre daha yüksek olduğunu göstermiştir (Petz et al. 2008). Dolayısıyla yüksek
yağ içeriğine sahip yumurta sarısı da dioksin birikimine yatkındır. Ayrıca dioksin yağda
çözündüğü için yağlar ve yağlı yiyecekler dioksin birikimine katkıda bulunabilir.
Özellikle yüksek yağ içeriğine sahip atıştırmalıklar ve kızartılmış yiyecekler
dikkat edilmesi gereken gıdalardır. Yine yağ içeriği yüksek peynir, süt ve
etlerde dioksin birikiminin fazla olduğu saptanmıştır. Deniz, göl ve akarsu
benzeri ortamlarda çevresel dioksine maruz kalan alabalık, somon, ton bağlı
gibi yağlı balıklarda riskli grupta
yerini almıştır.
Sağlık Riskleri
·
Doğum Kusurları: Dioksinlere maruziyet,
doğum kusurlarına neden olabilir.
· Bağışıklık
Sistemi Sorunları: Dioksinler, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek
hastalıklara karşı savunmasızlığı artırabilir.
· Kanser
Riski:
TCDD gibi belirli dioksinler, kanserojen etkilere sahiptir ve uzun vadeli
maruziyet kanser riskini artırabilir.
· Reproduktif
Sorunlar:
Dioksinlere maruz kalmak, üreme ve gelişim sorunlarına yol açabilir. Hamilelik
sürecinde sorunlar ve düşük riski artabilir.
· Sperm
Sayısında Azalma:
Dioksinlere maruziyet, sperm sayısında azalmaya neden olabilir ve doğurganlık
üzerinde olumsuz etkiler yapabilir.
· Endometriyozis: Dioksinler,
endometriyozis gibi jinekolojik sorunlara neden olabilir.
·
Öğrenme Engelleri ve Hiperaktivite: Çocuklarda
dioksin maruziyeti, öğrenme engellerine, sinirlilik ve hiperaktivite gibi
davranış bozukluklarına yol açabilir.
Analiz Yöntemleri
ve Kontrol Tedbirleri
Dioksin
analizleri genellikle yüksek çözünürlüklü gaz kromatografisi (HRGC) ve kütle spektrometrisi
(MS) gibi gelişmiş cihazları içerir. Endüstriyel tesislerde emisyon kontrolü,
atık yönetimi düzenlemeleri ve düzenli gıda kontrolleri, dioksin maruziyetini
azaltmada etkili önlemlerdir. Çevresel sorunlara karşı bilinçlendirme ve halkın
eğitimi de bu konuda önemli bir rol oynamaktadır.
Ulusal ve
Uluslararası Regülasyonlar
Türk Gıda
Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği ve Amerika Çevre Koruma Ajansı gibi kuruluşlar,
dioksin kirliliğini kontrol etmek amacıyla maksimum limitler belirler. Bu
limitler, ürün çeşidine bağlı olarak 1-4,5 pg/g yağ aralığında değişebilir.
Günlük tolere edilebilir alım miktarları da ülkeden ülkeye farklılık gösterir.
Açıklanan
Dioksin Kaynakları ve Oluşumu
Dioksinler,
endüstriyel faaliyetlerin yan ürünleri olarak ortaya çıkar ve klor içeren
organik bileşiklerin yüksek sıcaklığa maruz kaldığı durumlarda oluşurlar. Bu
maddeler, genellikle hayvan yemlerinin kontamine olması yoluyla gıdalara
bulaşır. Diğer kaynaklar arasında kontrolsüz atık yakma tesisleri, volkanik
patlamalar ve orman yangınları yer alır.
Sonuç olarak;
Tarihsel
vakalar, dioksin kirliliğinin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini
göstermektedir. Bu olaylar, çevresel kirliliğin ve gıda güvenliğinin önemini
vurgulamaktadır. Bu nedenle, gelecekte çevre kirliliği önleme, gıda güvenliği
ve bilinçlendirme çabalarının sürdürülmesi, sürekli iyileştirmenin prensip
olarak benimsenmesi, dioksinlerin etkilerini en aza indirme yolunda önemli
adımlar olacaktır. Tüketici olarak, dengeli ve çeşitli bir beslenme alışkanlığı
benimsemek ve gıda güvenliği standartlarına uygun ürünleri tercih etmek,
dioksin ve benzeri toksinlerin olası etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir.
Ayrıca, gıdaların pişirme ve saklama yöntemlerine de dikkat etmek önemlidir.
Sağlıcakla.
ÇİĞDEM ALTUNDAŞ